ic-sesini-dinlemek1-e1375081234599

Özgüven

Özgüven çocukluktan itibaren gelişmeye başlar. Çocukluk döneminde özgüven duygusunun gelişebilmesi ebeveynlerimizin tutumlarına bağlıdır. Fazla koruyucu ebeveynlere sahip olmak, kişisel sorumluluk duygusunun ve karşılaşılan güçlükler karşısında problem çözme becerisinin gelişmesini engeller. Bu şekilde büyüyen çocuklar genç yetişkinlik ve yetişkinlik dönemlerinde karar alma, insiyatif kullanma ve hayata dair harekete geçmekte zorlanırlar.

Yetişkinlik dönemine kadar sorumluluk almamış bireyler için karar verme süreci sancılı olur. Risk almak, cesaret etmek ve yeni deneyimleri içinde bulunmak bu kişiler için oldukça zordur.

Çocukken fazla koruyucu aile içinde olmak düşük özgüvene neden olur. Ancak belli bir yaşa gelindikten sonra özgüven duygusunun gelişmesi kişinin kendisine bağlıdır. Geçmiş yaşantılar ve deneyimlerin bugünü etkilemesine izin vermemek kişiye bağlıdır. Geçmişte yaşananları sadece deneyim olarak ele alabilmek, bugün ve gelecekte daha tatmin edici bir yaşantı sağlar. Hayat bugünden ve bugün yaptıklarınızdan ibarettir. Geçmişte aldığınız kararlar, tercihleriniz ve seçimleriniz geçmişe aittir. .

Özgüven kendi yaşamımızın sorumluluğunu alarak gelişir. Herkesin içinde potansiyel bir güç vardır bunu doğru şekilde kullanmak özgüveni arttırır.

Hayata dair bir amacınızın olması ve ona ulaşmak için çaba sarf etmeniz kendinizi güçlü ve özgürleşmiş bir birey olarak hissetmenizi sağar. Belirlenen amaçlar kaliteli bir yaşam için motivasyon kaynağıdır. Sizi güçlendirecek olan yine sizin attığınız adımlar ve aldığınız sorumluluklardır.

Karar vermek ve sorumluluk almak özgüven duygusunu besler. Hayatımızın her alanında ve her an karar almak durumundayız. Atılan her adım, alınan her karar, yapılan her girişim farklı bir sonuç doğurur. Alınan sonuç olumlu da olsa olumsuz da olsa sorumluluğu almak özgüvenin beslenmesi açısından önemlidir. Başarıya giden yolda başarısızlıkların yaşanması olasıdır. Önemli olan hiç başarısız olmamak değil, karşılaşılan olumsuzlukları olumlu hale dönüştürebilmeye çalışmaktır. Karşılaşılan sorunla yüzleşmek ve çözüm aramak kişinin zorluklara karşı meydan okuma gücünü arttırır.

Özgüveni yüksek olan kişi hayatın zorluklarına karşı durabilir, karşılaştığı sorunu kendini geliştirmek için bir avantaj haline dönüştürebilir. Olumsuzlukları, gelecekte atılacak adımlar ve alınacak kararlar için bir deneyim olarak kullanır.  Özgüveni düşük olan kişi ise ya sorunlardan kaçma yolunu ya da olumsuzluklardan başkalarını sorumlu tutmayı seçer. Dışsal faktörleri sorumlu tutmak kişinin hayatının kontrolünü de başkalarının ellerine bırakması anlamına gelir. Bu şekilde davranmak anlık olarak rahatlatsa da aslında kişiyi güçsüz kılar ve bireyselleşmesine izin vermez. Sorumluluğu ve kontrolü diğer insanlara vermek, durumu değiştirmek için hiç bir şey yapma gücünüz olmadığı anlamına gelir. Kontrol ancak sizin elinizde olduğunda olumsuz durumu değiştirme şansınız olur. Sorumluluk almak zordur ve cesaret ister ancak kişisel özgürlüğün ve gelişimin temelini oluşturur.

Özgüven eksikliği sosyal yaşamda ve iş yaşamında sorunlara neden olur. Başarılı olmak ve özgüvenli olmak birbiri ile paraleldir, başarılı oldukça kişinin özgüveni artar. Özgüven arttıkça kişi yeni deneyimlere açık olur ve karşısına çıkan fırsatları değerlendirir. Düşük özgüvenli olan kişi ise değişimden korkar. Kişi risk almaktan, yanlış yapmaktan ve başarısızlıktan korktuğu için kişisel olarak gelişemez ve potansiyelini kullanamaz. Sosyalleşmek zor geldiği için yeni ortamlara girmek ve yeni ilişkiler kurmak mümkün olmaz.

Özgüveni düşük olduğu için, sosyal ve iş yaşamında kişisel olarak ilerleme gösteremeyen bireylerin psikolojik danışmanlık alarak; potansiyellerini, olası yeni başarıları ve hayata dair kontrol gücünü fark etmeleri, yaşamlarını daha kaliteli bir şekilde sürdürmelerini sağlar.

 

Uzman Klinik Psikolog

Romina Kuyumcuoğlu