Değersizlik inancı bir kişinin mesleki yaşantısını, ilişkilerini, ruh sağlığını ve ruhsal durumunu etkileyen çok güçlü bir inançtır.
Değersizlik inancında olan kişi neler yaşar?
- Değersizlik inancında olan bir kişi kendisini olumlu şeylere layık göremez.
- Başkaları tarafından sevilebileceğine ve önemseneceğine inanmaz. Biri kendini seviyorsa ‘gerçekten tanımadığı’ için seviyordur.
- İçten içe her zaman kendisinin eksik ve yetersiz olduğunu düşünür.
- Olumlu özelliklerini ve yeteneklerini göremez ya da hafife alır.
- Kendisine karşı oldukça eleştirel ve serttir.
- Kendine olan güveni çok azdır. Ne yaparsa yapsın ‘iyi’ olmayacağını düşünür.
- Kendisini diğer insanlardan aşağıda görür ve arka planda kalmaya çalışır.
- Değersizlik inancında olan kişi sağlıklı ilişkiler kuramaz. Meslek hayatında ön plana çıkmakta zorlanır ve sosyal ortamlarda kendisini rahat hissetmez.
Neden değersiz hissederiz?
Bir kişinin değersizlik inancının tohumları çocukluk dönemlerinde atılır. İçinde bulunulan çevrenin çocuğa yaklaşımı çocuğun kendisine dair algısını oluşturmaktadır.
Kendimizi ne kadar değerli hissettiğimiz, çocukluk yaşlarındaki desteklenme, önemsenme ve cesaretlendirilmemizle ilişkilidir.
Yetişkin olduğumuzda ise bu durumu farklı şekilde ele alabiliriz. Bir yetişkin olarak, durumları yeniden değerlendirebilir, hayatımızda nerelerde aksaklık yaşadığımızı saptayabilir ve hangi yönlerimizi geliştirmek istediğimize karar verebiliriz. Geliştirmek istediğimiz yönlerimize uygun şekilde harekete geçebiliriz.
Çocukluk döneminde eksik kalmış ve yeteri kadar beslenememiş alanların yetişkin sizi etkilemesini önlemek elinizdedir.
Değersizlik inancını değiştirmek
- Bu inancın kökünü araştırın. İçinize dönüp bu hissi neyin başlattığını düşünün.
- Hangi çocukluk anıları bugün bu şekilde hissetmenize ve davranmanıza neden oluyor keşfetmeye çalışın.
- Olumlu yönlerinizin farkına varmaya ve onları sahiplenmeye çalışın.
- Çevrenizde size değer vermediğini hissettiğiniz insanlardan uzak durun.
- Sizi haksız yere eleştiren ve reddedici bir tutum sergileyen kişilere karşı sınır çizin. Unutmayın buna hakkınız var!
- Kendinizle konuşma dilinize dikkat edin. Eleştirel ve yargılayıcı bir dil yerine daha şefkatli ve yapıcı bir dil kullanın.
- Olumsuz bulduğunu yönlerinizi ‘adil bir şekilde’ değerlendirin. Kendinize dışardan bakıp daha objektif bir değerlendirme yapmaya çalışın.
Uzman Klinik Psikolog Romina Kuyumcuoğlu