Utangaçlık en genel tanımıyla, kalabalık ortamlarda içe çekilme, gergin hissetme ve dikkatleri üzerine çekmekten korma olarak tanımlanabilir.
Bazı gençler sosyal ortamlarda sessiz kalma, pasif olma ve daha çok izleyici olma davranışlarını sergilerler. Bu durum utangaçlık duygusunun varlığından kaynaklanıyor olabilir.
Utangaçlık her bireyde bir miktar olabilir ve bazı durumlarda ortaya çıkabilir. Utangaçlığın şiddeti ve bireyin hayatını ne kadar etkilediği önemlidir. Bireyin utangaçlığı, arkadaş ortamında fikirlerini ifade etmesini, düşüncelerini paylaşmasını, istediği ve istemediği şeyleri söyleyebilmesini, okulda ders içinde söz almasını, spor faaliyetlerine dahil olmasını engelleyici nitelikte değilse, geçici bir duygu durumu olarak değerlendirilebilir.
Ancak utangaçlık gencin hayatı kısıtlıyor ise bazı önemler alınmasında fayda vardır.
Aileler Ne Yapmamalı?
1. Baskı yapılmayın: Çocuğunuzun söylemekten ya da yapmaktan çekindiği davranışı yapması için baskı yapmak ters etki yapar. ‘‘Hadi merhaba de, sende yanlarına git hadi, teşekkür ederim dedin mi?’’ gibi cümleler kullanılmamalıdır.
2. Eleştirilmeyin: ‘‘Konuşmaman çok ayıp, bu davranışlar sana hiç yakışmıyor’’ şeklinde cümleler gencin zaten zorluk yaşadığı durumu iyice kötüleştirebilir.
3. Alaycı davranmayın: ‘‘Dilini mi yuttun, konuşmayı mı unuttun’’ şeklindeki cümleler kırıcı ve yıkıcı cümlelerdir. Gişirkenliğin artmasına hiç bir faydası olmaz.
4. Kıyaslama yapmayın: ‘‘Bak arkadaşın nasıl merhaba diyor, o ne güzel bizim yanımıza geliyor’’. Bu tür kıyaslama cümleleri çocuğunuzun kendisini eksik ve yetersiz hissetmesine neden olur. Bu durumda utangaçlığı daha da artacaktır.
Gencin özgüveni ne kadar çok ise utangaçlık duygusu da o kadar az olacaktır. Bu nedenle gencin özgüveninin arttırılması için çalışılmalıdır.
Ne yapmalı?
Olumsuz yaklaşımların ters etki yaratacağını vurguladık. Eleştirmek, bağırmak, alaycı davranmak gibi davranışlar çocuğun iyice içine kapanmasına neden olur. Olumlu yaklaşımlarla bu utangaçlık duygusunun azaltılmasına çalışılmalıdır.
Öncelikle çocuğunuza onu anladığınızı gösterin. Çocuğun duygusunun anlaşılması rahatlamasını sağlar. ‘‘Gergin hissettiğini biliyorum, bazı şeyleri söylemek ya da yapmak sana zor geliyor’’. şeklinde kurulan empati cümleleri çocuğunuzun anlaşıldığını hissetmesini sağlar.
Başarılı olduğu alanlara yönledirin: Kişinin başarılı olduğu şeyleri yapması özgüvenini besler. Bu sporla ilgili veya sanatla ilgili bir alan olabilir.
Sorumluluk verin: Çocuğunuza yaşına uygun sorumluluklar verin. Sorumluluk sahibi olmak çocuğun kendini yeterli ve becerikli hissetmesini sağlayarak özgüvenini besler. Evin işlerine yardım etmek, alışveriş yapmak gibi.
Anılarınızı paylaşın. Herkesin utangaçlık yaşadığı ya da çekindiği durumlar olmuştur. Siz de utandığınız anıları çocuğunuzla paylaşın. Bu durum çocuğunuzun hissettiği duyguyu daha olağan kabul etmesini sağlar. Sizin paylaşımlarınızla, çocuğunuz utangaçlık durumunu sadece kendi yaşadığı bir şey olarak algılamaz.
Çocuğunuzu tüm dikkatinizle dinleyin. Çocuğun söz alması, fikrini ifade etmesi gibi durumlarda tüm dikkatinizi ona yönendirin. Böylece ‘‘konuştuğumda dinleniyorum, söylediklerim ailem için önemli’’ düşüncesi oluşmaya başlar. Fikrini ifade etme, söz alma, düşüncelerini paylaşma durumu evde başlayıp, çocuğunuzun hayatındaki her alana yayılabilir.
Çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin. Çocuğunuz utangaç davranışlarına ve bazı durumlarda çekingen kalmasına rağmen olduğu gibi kabul edidiğini bilmedir. Çocuğunuzun utangaç davranışlarına öfkelenmemeniz ve değişmesi için baskı yapmamanız ‘‘olduğum gibi değerliyim ve seviliyorum’’ mesajını çocuğa iletecektir.
Bazı olumlu denemelere rağmen bir değişim gerçekleşmiyorsa ve çocuğun yaşamı utangaçlığı nedeniyle kısıtlanıyorsa bir uzmandan yardım alınmalıdır. Sorun büyümeden yardım almak sorunun kısa sürede çözülmesini sağlar.
Uzman Klinik Psikolog
Romina Kuyumcuoğlu