Kişinin yaşadığı duyguların sonuçlarını kontrol edebilmesi için, önce duygularını fark etmesi ve bunları nasıl ifade edeceğini bilmesi gerekir. Aksi takdirde duygularımız bizi kontrol edecektir.
Duyguların kabul edilmesi
Duygularımızı kabul etmek her zaman kolay bir şey değildir. Mutluluk, coşku, sevinç gibi duyguların kabul edilmesi ve ifadesi daha kolaydır.
Üzüntü, korku veya çaresizlik gibi bazı duyguları ifade etmek ‘‘güçsüzlük’’ olarak değerlendirildiğinde bu duygunun ifade edilmesi zorlaşır. Oysa duyguların yanlış ya da uygunsuz olmadığını, o duyguyu hissetmenin bir nedeni olduğunu kabullenmek duygularımızı doğru ifade edebilmemizin temelini oluşturur.
Doğru ya da yanlış duygu yoktur. Duygu sadece hissedilir ve hissettiğiniz bir şeyin doğruluğu değerlendirilemez.
İfade edilmesi zor olan duygular
Öfke, kendimize itiraf etmesi daha güç olan veya asıl hissettiğimiz ve baş edemeyeceğimizi düşündüğümüz başka duygularımızın (mutsuzluk, kaygı, çaresizlik gibi) saklandıkları koruma kalkanı olabilir. Bu nedenle bir çok diğer duygumuzu öfke olarak tanımlama eğiliminde olabiliriz. Çünkü öfkeli olma durumundan çıkarak, asıl duygumuzu keşfedince, baş etmesi daha da zor bir durumda kalacak olabiliriz. Öfkemizi ifade etmemiz daha kolaydır. Kişi çaresizlik duygusu ile nasıl baş edeceğini bilmiyor ise bu duygudan korkar ve bu öfke olarak dışarıya vurulur.
İfade edilmemiş sözler, karşılanmamış beklentiler ve ihtiyaçlar da öfke kaynağı olabilir. Öfkelenip karşımızdaki kişiye bağırmak veya benzer bir tepki vermek, ona neye ihtiyaç duyduğumuzu anlatmak ve bunu ondan istemekten daha kolay bir çözümmüş gibi görünüyor olsa da, bizi gerçek bir çözüme ulaştırmaz.
Duygularımız ve terapi
İkili ilişkilerde sorun yaşanmasının ve bazen birlikteliklerin bitmesinin en önemli nedenlerinden biri kişilerin duygularını tanımamaları ve yanlış ifade etmeleridir. Bu yüzden insanın kendi duyguları üzerinde farkındalığının artması ve duygularını nasıl ifade edeceğinin üzerinde çalışması önemlidir.
Terapi kişinin duygularını tanımayı ve ifade etmeyi öğrenmesine aracı olan bir süreçtir. Duygularını tanıyan ve kabul eden bireyler yaşamlarının her alanında daha tatmin edici bir yaşam sürerler.
Uzman Klinik Psikolog
Romina Kuyumcuoğlu