Hepimiz zaman zaman kapılırız umutsuzluk duygusuna. Hayattan beklentilerimiz ile yaşadıklarımız birbiriyle uyuşmadığında, hedeflerimize ulaşamadığımızda, bir ilişkide hayal kırıklığı yaşadığımızda. Bunların hepsi umutsuzluk hissetmemiz için bir nedendir.

Umutsuzluk, kişinin gelecekten beklentisi olmaması durumudur. Kişinin hedefe ya da istenilen hayallere dair inançları; başaramama, ulaşamama, yetememe şeklinde olur.

Duygu dünyamızda yaşananlar bütün davranışlarımızı etkiler. İş motivasyonumuzu, akademik başarımızı, yeni bir hedef belirlemeyi, yemek yeme şekillerimizi, spora başlamamızı bırakmamızı. Hepsi inanç sistemimizle şekillenir. Hiç bir davranış duygulardan bağımsız bir şekilde var olmaz. Bir şeyle ilgili harekete geçmekte zorlanıyorsanız, “kendi kendinizi sabote ediyorsanız” bunun mutlaka duygularınızla ilgisi vardır. “Yapamam ki…”, “Bu hiç bir ise yaramaz”, “Denesem ne olur, denemesem ne olur” seklindeki düşünceler umutsuzluk duygusunu içerir. Bu duygu da yapabileceğiniz her şeyden daha en başından vazgeçmenize neden olur.

Duygular bu kadar şiddetli olduğunda kişinin yeniden harekete geçebilmesi için bakış açısını değiştirebilmesi gerekir.

Uzman Klinik Psikolog

Romina Kuyumcuoğlu